...........Türkler en eski devirlerden beri
"muvahhit" olan yani "tek Tanrı'" ya
inanan bir milletti.Tarihte hiç bir millet,bu kadar
istiyakla ,bukadar büyük dalgalar halinde yeni bir dine
koşmamıştır.Türk milli kültürü,müeseseleri ve
töresi en az bin yıldan beri . İslamiyetle
kaynaşmıştır,okadar kaynaşmıştır ki bu gün
dünya "TÜRKÜN DİNİ" deyebiliyor.Bazı
kimseler de buna arabın dini deyerek,Türk ile İslamı
bölmeye çalışmaktadırla. Fakat Balkanlarda Türklük
ve Müslümanlık tırnak ile sızı gibidir bunu hiç
kimse ayıramaz.Türkler ,İslama hizmet eden en büyük
millet olma sifatını gerçekten
haketmişlerdir.Peygamberimiz (s.a.v.)'den ve yüce
sahabi kadrosundan" sonra,bu sifat gerçekten Türk
Milletinin hakkıdır.Bu gün dünya Türklüğünün en
güçlü devleti şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti'dir
Bulunduğu coğrafi konum, tarihi miras, ekonomik ve
siyasi yapısıyla uygar dünyanın sayılı devletleri
arasında yer almaktadır. Bu konumu itibarıyle Türkiye
dost ve düşmanlarının odağı haline gelmiştir.
Türkiye'nin yakın çevresinde yaşayan Balkan
milletlerinin ceşitli ve ciddi problemleri
bulunmaktadır. Balkanlarda Osmanlı İmparatorluğunun
çekilişinden sonra çok açı günler yaşanmıştır,
hatta şu an bile yaşanmaya devam etmektedir. Onlar
tarihi misyonu gereği bu problemlerin çozümünde ve
yaşanan acı olayların tekrar edilmemesinde Türkiyenin
yardımlarına muhtaç durumdalar.Uzun yıllar milli,
dini ve kültürel değerlerinden mahrum kalan bu
insanlar geçmişte yaşadıkları acı tecrübeler
sonrasında varlıklarını devam ettirebilmek için
büyük fedakarlıklara katlanmışlardır. Bugun
Balkanlarda her biri çözüm bekleyen iç ve dış
problemleri, ayrıca kendi içinde de siyasi ve sosyal
problemleri vardır Dini Problemler: Türkler kendi istek ve doğrultusunda
kitleler halinde İslam dinini kabul etmişlerdir. Bunu
da büyük bir din haline getirmeleri için çok samimi
bir gayret içinde olmuşlardır. Nitekim islam dini
onların Türklerin sayesinde geniş topraklara
yayılabilmiştir..İslamın yayılmasında Türklein
çabalarını insaf sahibi olan herkes kabul etmektedir.
Türklerin İslama olan hizmetleri dünyada hiç kimse
inkar edemez. Ozellikle İslam kültürünün yapı
taşları denilebilecek alimlerin çoğunluğu Türk
Dünyasından ve Türklerin arasından
çıkmıştır.Ancak bu şanlı mazinin torunları,
geçmişte yaşanan acılı olaylar dolayısıyla,
atalarının mirasından mahrum kalmış ve bunun
bedelini de çok ağır ödemişlerdir. İşte bugun
karşı karşıya olduğumuz tabloda, bu hataların ve
ödenen bedellerin büyük payı vardır. Türkler
Müslüman olduktan sonra Müslümanlığı en kutsal
değer olarak kabul etmiş ve yaşatmak için her türlü
fedakarlığa katlanmışlardır.
Dini
Eğitim: Günümüzde
Balkanlarda iç istek ve dış destek sayesinde din
eğitiminde bir canlanma başlamıştır. Ancak alt yapı
yetersizliği yüzünden bu alanda yapılan
çalışmaları ve açilan kurumları yeterli saymak
mümkün değildir. Zira bu alanda Türk Diyanet Vakfı
tarafından Bulgaristana açılan Şumlu medresesinde
dini eğitimin dışında ciddi din eğitimi veren
eğitim kurumu bulunmamaktadır. Buralarda artık
değişmeler olmalı Türkçe eğitimi mecburi olmalı.
Ayrıca Türkiyeden gönderilen din adamları Türk
tarihini ve yaşayan bölge insanlarını çok iyi
tanımalı.Bulgaristanda dini eğitimin Türk ananeleri
ile süslenmesi şarttır.Çünkü bu bölgede yaşayan
insanlar yüzyıllarca çeşitli asimilasyon
politikaları karşısında varlıklarını
sürdürmeleri ve benliklerini korumaları bu öğelerle
olmuştur.Milli yönü bulunmayan bir eğitimin
sakıncaları çok büyük olacaktır.Bulgarlar Türkleri
Müslüman Bulgarlar olarak tanımlamaktadırlar.Ancak
biz Türküz ve Müslümanız.Slavlık ile hiç bir
akrabalımız yoktur
Din
adamları yetersizliği Komunizmin dini yasaklaması nedeni ile
dine ve din adamlarına karşı şidetli bir baskı
uygulanmıştır.Din adamı yetiştirecek kurumlar
kapatılmıştır.Böylece aile içi eğitime
dönülmüştür.Komunist partinin görevlileri
,genellikle halkın dini problemlerine çözüm aramak
yerine komunizmin meşruiyetini halka anlatmak için din
adamları adı altında görevlendirilmişlerdir.Bu yolla
Türkleri dininden vazgeçirmek ve Türklük'lerini
unutmalarını sağlamak hedeflenmiştir.Bunun içinde
bir çok kişi eğitilmiş ve Bulgar istihbaratı ile
çalışmaya sevkedilmiştir.Bu gün Balkanlarda dini
idarelerin başında bulunan din adamları ,bu yolla
yetiştirilmişlerdir.Din eğitimi alanında yeterli
kaynakta bulunmamaktadır. Geçmişte dini eğitimi
destekleyen ve besleyen vakıfların da çoğu
alınmış,yıkılmış,yok edilmiştir.Ayakta kalanları
da yaşatmak için gerekli olan halk desteği de organize
edilememekte ve arzulanan verimlilik
sağlanamamaktadır.Bu gün din görevlilerinin
ücretleri /maaşları/ bile ödenmemekte.Halen halkın
desteği ile görevlerine devam etmektedirler. Camiler
Büyük bir kısmı yıkılmışlar ve birçoğu ise
amacları dışında kullanılmaktadır.1990 yılı
sonrası bu konuda büyük boşluk olduğu ortaya
çıkmıştır.l990 dan günümüze kadar çok şeyler
değişmiştir. Yine de burada yaşıyan halk dini
ihtiyaçlarını güçlükle karşılamaya
bilmektedir.Bunumla birlikte Bulgaristan'ın her yerinde
her geçen gün camilerin sayısı artmaktadır /yeni
yapılan/ ve mantar gibi bitmektedirler. Bu problemlerin
bir kısmı bilinmekte bir kısmı da tahmin
edilmektedir.Ancak asıl problem ,bunları nasıl
çözülebileceği,yeni fikirler ve öneriler.
|